Benliğimi Ararken

, , No Comments
Benliğimi Ararken

Ben, dediğiniz kelime bu zamana kadar insanların size biçtiği roldür.

Onların yanında kaldığınız süre zarfında onların davranışlarına göre hareket edersiniz.
Mesela birinin karakterini biliyorsanız, herhangi bir olay olduğunda buna göre tutumunuz değişir. Toplumda bu şekilde işler.

O toplumun kendine göre belirlediği kalıplar dışına çıkmazsanız siz de onlardan biri gibi olursunuz ama bu kalıpları aştığınızda farklı geldiği için toplum tarafından ötekileştirilebilme ihtimaliniz artar ve dışlanmamak için onların kurallarına uymaya başlarsınız.

Toplum bu şekilde benliğimizi ele geçirir. Bu durumda benliğimizi nasıl geri kazanabiliriz?

Bu kaybolduğumuz bir ormanda çıkış yolunu aramaya benzer.
Biz şu anda ormanın derinliklerindeysek önce ağaçların seyrekleşmeye başladığı yere gitmeliyiz. Yani direkt çıkışı bulmak yerine aşama aşama yol katetmeliyiz.

Ormanı toplum, ağaçları bizi bu yönde geri çekmeye çalışan bireyler gibi görebiliriz.
Bizse bunlar dışında kendimizi arıyoruz.

Onların düşüncelerinden, isteklerinden sıyrılıp kendi istek ve düşüncelerimizi ön plana çıkarmaya çalışıyoruz ya da çalışmak istiyoruz.

Bunun için belli gücümüz olduğu belirtisini bulduğumuz anda bunun için çalışmaya başlayacağız.
İsteğe uygun ya da değil, kendimizi arıyoruz.
Çünkü belirli bir süre sonra rahatsızlık duymaya başlıyoruz.
Bu duygular içimizi kemirirken bir çıkış yolu arıyoruz.

Eğer bir çıkış yolu bulursak kafamızın içindeki belirsizliklerden kurtulduğumuzda gelen rahatlık bizi şu anki halimizden daha mutlu bir hale sürükleyecek.

Karşı koyamayacağımız bu sürüklenme de kendimizi daha rahat, sakin ve huzurlu hissedeceğiz.
Bunun için bu ormandan çıkış yolunu bulmak üzere küçük bir maceraya atılıyoruz.

Şimdi oturduğumuz yerden kalkıp ağaçların seyrekleşmeye başladığı yöne doğru ilerleyeceğiz.

Peki bu yön ne tarafta?

Kendi içimizde bu yönü bulurken önce toplumun bize biçtiği kişiliğe göz gezdirelim, onu tanıyalım.
Çevremizdeki insanlar bilerek ya da bilmeyerek nasıl birini ortaya çıkarmış, bunu öğrenelim.

Biz bu kişiyle sürekli beraber olduğumuz için gözlemleme fırsatımız çok olacak.
Belki şu an kendinize baktığınızda içe dönük ve soğuk birini ya da dışa dönük ve heyecanlı birini görüyor olabilirsiniz.

Belki de sürekli öfkelenen en ufak şeyde sabrı taşan birini de görebilirsiniz.

Gözlem sürecinde ne gördüğünüzden çok nasıl gördüğünüzü sorgulamalısınız.
Mesela bir anda sinirlendiniz ve bunu görüyorsunuz, bu olağan bir şey. Peki ya siz eğer o andaki üçüncü kişi olsaydınız, kendiniz hakkında ne düşünürdünüz?
Burada kimsenin yerine kendinizi koyun, empati yapın manasında demiyorum. Siz kendi kendiniz üçüncü kişi olacaksınız.
Olaya tarafsız bakan kısım olarak ne düşündüğünüz daha önemli.

Belki haklı olduğunuzu ya da aksine korkunç olduğunuzu düşünebilirsiniz. 
Kendinizde gördüklerinizi göz önünde bulundurarak düşünün, siz gerçekten bu kişi mi olmak istiyorsunuz?

Eğer şu an bu soruya cevap verebiliyorsanız, tebrik ederim, yönünüzü buldunuz.


0 yorum:

Yorum Gönder