Davranışlarımız, hayatımız ve hayatımıza anlam kazandıran düşüncelerimiz sınırlıdır.
Hayatımız bir çember içerisinde yaşamaktan ibarettir. Çemberlerin sınırları olduğu için o sınırı aşmak mümkün değildir. Sınırlar varsa istemediğimiz gibi yaşayamayacağımızı anlamına gelmez. Aslında hayatımızda sınırın iki kullanım vardır. Birincisi yaşam alanımızda olan sınır o da kuralları temsil eder. İkincisi ise düşüncelerimize hudut koyandır. Yani hayatımızdaki olan kuralları yürüterek yaşamamızı sürdürürüz.
Nereye giderse gidelim illa gideceğimiz yerde ister istemez kendimize dair bir çember çizmek zorundayız. Böylece kural+çember=yaşamak bu her insanın vazgeçilmez olanıdır.
Kurallar sayesinde hayatımıza bir düzen olur. Düzen olması için ortada bir hayatımız olmalı o da çemberimizdir. Düzen ve hayat geride kalan ise bu hayatı yaşamak.
Hayatımızda sınırlar olmasaydı huzur diye bir şey olmazdı. Eski dönemleri düşünelim kurallar, kanunlar yoktu. Bunun için sürekli hırsızlık ve kavgalar yaşanmaktadır. Hatta insanlar birbirini öldürmeye başladılar. Bütün bunları durdurmak için kanunlar koydular. Yani her insan nasıl davranması ve nasıl yaşayacağı dair kurallar düzenlediler. Bu kurallar toplumlarda düzen sağlamaları içindir. Şimdi daha iyi anlıyoruz ki her hayatın bir sınırı olması insanın yaşamını sürdürmesi için şarttır.
Yaşam alanımızda bir sınır var. Peki düşüncelerimizin nasıl sınırı olabilir?
İnsan bazen bir gördüğünü, duyduğunu ve okuduğunu yola çıkarak düşünme yeteneği gelişir ve derinleşir. Yani insan bildikleriyle düşünür sadece, öyleyse insan bilmediği bir şeyi düşünemez. Düşünmediği için ve hayal edemediği için ortada bir sınır olduğunu anlamına gelir.
Mesela okuduklarım olmasaydı böyle bir yazı aklıma hiç gelmezdi ya da bazı gördüklerimi düşünerek geliştirmeseydim bu düşüncelerimi yazıya dökemezdim.
İşte bu akıl bilgi edinmediği bir şey düşünme yoluyla geliştirmez. O zaman akıl kulaklarımızın duyduğunu, gözler gördüğünü ve okuduğunu ister istemez alır. Böylece akıl bize vermiş olduğu bilgileri düşüncelerimizle geliştiririz.
Ve düşünceler gittikçe gelişir. Şunu daha iyi anlıyoruz ki düşüncelerimiz bildiklerimizle sınırlıdır.
Budha 'nın çok sevdiğim bir sözü vardır. "Neyi düşünürsek oyuz. Dünyamızı düşüncelerimizle yaratırız."
Düşüncelerimiz bir sınırı var. Onun için unutmayalım ki düşüncelerimiz duyduklarımızı, gördüklerimizi ve okuduklarımızla ortaya çıkar. Bunun için ne olduklarını dikkat edelim.
0 yorum:
Yorum Gönder