DOST , DÜŞMAN, KARA GÜN

, , No Comments
---- Andrew !
       Andrew gitti . Brad tek başına kaldı . Ah o yağmurlu akşam. Tüm olaylar ardı ardına gelmekteydi.  En büyük gelişme de o akşam,  kara günde meydana geldi. 
    Bir ay önce :
    Dünyanın en iyi dostları , Birleşik Krallık ailesinin emriyle , ormanın en tenha ve ıssız bölgelerine , Krallığın yaşamını sürdürmesine tehlike yaratan yaratıkların yaşamına son vermek üzere görevlendirilmişlerdi .
        Londra' da yaşayan o iki sıkı dosta, ( aynı zamanda ev arkadaşları.)
Birleşik Krallık muhafızları yağmur şiddetini artırmasına rağmen bu iki üst subaya , kraliçenin mektubunu ulaştırmayı başardı. Kraliçenin mektubu aşağıdaki gibiydi ;

              Sevgili Sör Brad ve Andrew ,
 Krallığımız yakın bir zamandan  beri birtakım yaratıklar tehdit        oluşturmaktadır. Bu görev için  sizleri layık gördük. Size başarılar dilerim.
                                                
   Kraliçe V. Mary
        
               Brad ve Andrew başlarıyla, mektubu okuduklarına dair onayladılar. Muhafızlar da bir asker selamı çekip kapıya yöneldiler.
               İki dost hazırlıklarını tamamlayıp yola çıktılar. Onları büyük maceralar ve hayatlarını değiştirebilecek gelişmeler bekliyordu. 
               Ormandaki yaşamları başladı. Yaratığı avlamak için yerini saptamaya çalışıyorlardı . Barınak olarak kullandıkları yerleri ise rutubet kokan bir mağara idi . O gün ikisi de yorulmuş uyumaya koyulmuşlardı . O isimsiz yaratık onları hazırlıksız yakalamıştı . Kaçmaya koyuldular . Derken Brad 'in ayağı kaydı , ama neyseki bir parmağıyla uçurumun uç bölgesinden tutmayı başardı. 
                ---- Andrew ! 
                Andrew ' un iki seçeneği vardı. Dostluk ya da bencillik. O , kişiliği nedeniyle bencilliği seçti. O kadar sıkı dostluk Andrew için içi boş bir yalandı. 
               Yaratık ne yazık ki kahramanımız Brad 'in bedenini paramparça etti.
Mutlu bir son isterdiniz fakat iyi ile kötünün dost olduğu bir hikaye okuyorsanız oradaki gerçek iyinin öleceğidir.
                                                             
            Yazan : Deniz Akdoğan 
            Kendimin yazdığı hikayedir.

0 yorum:

Yorum Gönder