MERHABA ,bugün sizlere kendi yazdığım bir hikayeyi paylaşacağım.
DİSLEKSİ
Hava kararmıştı, yavaş yavaş yağmur çiselemeye başladı.
Ben hala dışarıda soğuk kaldırımın üstünde oturuyor, dilimi çıkartıp yağmurun suyunu içmeye çalışıyordum.
Annem pencereden bana bağırarak eve gelmemi söyledi, onu dinlememiş hala kaldırımın üstünde titreyerek oturuyordum, çünkü biliyordum ki eve gidince yarın sınavımın olduğunu söylemediğimi anlayıp üstüne ödevimi yapmadığım için dayak yiyecektim, sonra kulağımı çekip beni eve getirdi .
Annem ''illa aşağı mı inmem gerekiyor? '' diye bana bağırdı
ne diyeyim laf verince de kızıyordu .
Birkaç saat sonra okul grubundan mesaj gelmişti, öğretmen bugün okulda ev ödevlerini yapmayanların ismini yazmıştı tabii en başta ben vardım, annem gözlerini bana belirtti
ve tüm apartman duyacak şekilde bana bağırmıştı .
Ben ne yapayım, ben istemiyor muydum ödevlerimi yapmayı, sınavlardan hep yüksek gelsin ama olmuyor benim suçum yok, aynen bu şekilde anneme de söylesem bana tokat atardı bahanesi de hazır diye ama beni anlamazdı, beni masanın başına oturttu ödevlerimi masanın başına koydu ve bana'' oku ! '' dedi annemin suratına baktım çok korkmuştum.
Okumaya çalıştım olmuyordu yazılar hareket ediyordu yerleri değişiyordu,
anneme utanır söyleyemezdim annem bana ''dörde geçtin hala okuyamıyorsun'' diye bağırdı
ağlayarak odama geçtim.
Tek becerebildiğim şey resim çizmekti.
Okulda hoca sayfa seksen dörtteki metni okumamı istedi ama ben okuyamadım harfler ve sayılar dans ediyor karışıyordu, hocadan da azar işitmiştim, beni dersten atmıştı, koridorları dolaşıp boş boş yürüyordum.
Bu durum annemin kulağına gitmiş, ondan da azar işitip uyumuştum.
Okula gittiğimde sınıf hocamızın değiştiğini fark ettim.
Bu hoca diğer hocalardan çok farklıydı bu hoca çocukları seviyordu diğer hoca gibi bize bağırıp çağırmıyordu. Ders boyu hoca bana bakmıştı beni gözleriyle süzüyor, yaptığım hareketlerden gözünü almıyordu, ben de anlamadım ilk önce utandım sonra hoca yanıma gelip ''iyi misin? ''
diye sordu bende evet diye yanıtladım.
Yine bir gün dışarıda kaldırımın üstünde otururken yeni gelen hoca bize gelmiş ve anneme benim disleksi olduğumun belirtileri olduğunu söylemiş annem ilk önce hocayı da beni terslediği gibi terslemiş sonra hoca annemi sakinleştirip beni hastaneye götürüp emin olmasını istemiş.
Yarın olunca annem beni doktora götürmüştü doktor bana bir kaç test hazırlamıştı, doktor anneme evet yanıtını vermişti.
Eve gelene kadar annem hiç konuşmadı, ağzını bıçak açmamıştı, eve gelince annem boynuma sarılıp ağlamıştı yanaklarından akan gözyaşları yüzümü ıslatmıştı.
Annem benden özür dilemişti ve o akşam annem benim en sevdiğim yemekleri yapmıştı.
Artık annem bana anlayışla konuşuyor ve ödevlerimde sürekli yardım ediyordu bende annemin emeklerini boşa çıkarmamak içi elimden geleni yapıyordum.
BİLİYORDUM Kİ DİSLEKSİ BİR HASTALIK DEĞİL, ÖĞRENME GÜÇLÜLÜĞÜDÜR...
0 yorum:
Yorum Gönder