Sarıkamış Harekatı 1. dünya savaşı sırasında 22 Aralık 1914 ve 6 Ocak 1915 arasında Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasında yaşanan bir savaştır. Bu savaş toplamda 18 gün sürmüştür. Osmanlı İmparatorluğu'nun yanlış savaş taktiklerinden dolayı yenilgiyle sonuçlanan bir harekattır. Bu harekat 1 Kasım'da Ruslar'ın Osmanlı sınırlarını geçmesiyle başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu bu savaşta 60.000, Rus İmparatorluğu ise 30.000 kişiyi şehit vermiştir. Bu durumun kötü yanı ise; ölen 60.000 kişi Rus İmparatorluğu ile mücadele ettiği için değil Sarıkamış'ın zorlu hava şartlarından dolayı ölmeleridir. Bu savaşta bir çok savaş aleti ve 5.000 kişi civarında esir alınmıştır. Tahminlere göre esir alınan kişiler zorla çalıştırılarak ve işkence edilerek öldürülmüştür.Trablusgarp ve Balkanlarda büyük yenilgiler aldı.
Bu savaş 5 Ocak 1915 te sona erdi.
22 Aralık 1915 'te vatanı için donarak hakka yürüyen Sarıkamış şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyoruz. Ruhlarınız şad, mekanlarınız cennet olsun.
10 binler Sarıkamış için yürüdü.
Müzik midir hayat, hayatın gerçekleri midir müzik işte orası bilinmez bir karanlık. Kimi insan müziğin iyileştirici olduğunu düşünür, bu doğrudur ama nasıl, müzik insanların duygularını, düşüncelerini ve hissettiklerini anlatma biçimidir. Her insanın içinde bir müzik sevgisi ve müzik duygusu vardır. Müziği sevmeyen insanlar aslında kendine uygun müziği, şarkıyı bulamamışlardır. Kimi zaman ise hayatın gerçekleridir müzik, hayatı anlamamızı sağlar.
Müzik insanı özgürleştirir, kendine olan sevgisini güvenini arttırır. Müzik sağır insanların duymasa bile hissedeceği bir sanattır. Bazen de müzik bizleri anlatır hayallerimizi ve düşündüklerimizi. Müzik grupları da bu yüzden vardır insanların müziğe olan inançlarını arttırmak için. Müzik sadece bir nota bir sesten ibaret değildir.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Mihriban türküsü ülkemizde çok sevilen bir türküdür bu türkü Abdurrahim Karakoç ´un önemli ve değerli bir eseridir. Türkünün seslendirmesini Musa Eroğlu yapmıştır. Mihriban türküsü ülkemizde çok sevilmiştir bu yüzden bir çok şarkıcı bu türküyü seslendirmiştir. Abdurrahim Karakoç 1960 yılında yaşadığı bu yürek yangınını bu şiir sayesinde dile getirmiştir. Mihriban hikayesi Karakoç ´un köyünde bir düğünde başlamıştır. Bu düğüne bir çok misafir gelmiştir. Ama o kadar insanın içinde öyle bir güzel vardır ki oda Mihriban´dır. Mihriban ailesiyle düğün için Kahramanmaraş´tan gelmiştir. Karakoç Mihriban ´ı görür görmez tanışmak ister ve
Umudunum her zaman bakidir ama, zaman kısa, ben yorgunum. Abdurrahim Karakoç
Sosyal Medya Hesaplarımız
1.DÜŞÜNCELERİMİZİ SORGULAMAK
Yazdığım hikayeden sonra sorunlarım bitti mi sanırsınız, hayır bu sefer kilo verdikten yani zayıfladıktan sonra ve başardıktan sonra herkes soru sormaya başladı. "Bu başarının kaynağı ne, nasıl ve neden bu kadar kilo verdin?" gibi sorular yağmaya başladı. Bu sorularla nasıl başa çıkacağımı bilmiyordum. Elbet bir çıkış yolu vardı ama benim aklıma bu gelmiyordu. Sanki eski yaşadıklarıma geri döndüm aklıma bir çıkış yolu gelmiyordu, o kadar sorunun içinde sanki boğuluyordum.
Kilo verdikten sonra tabii bundan tekrar kimse memnun kalmadı ailem, arkadaşlarım ve olmazsa olmaz her şeyin kaynağı yengem. Artık kimse için düşüncelerimi değiştiremezdim neden mi artık güçlüydüm evet artık güçlü, çok güçlü bir kızdım. Kimse benle dalga geçemez hatta benle ilgili kötü bir şey söyleyemezlerdi çünkü artık ben güçlü, özgüvenli ve cesur bir kızdım.
Yengem bana kilo verdin de n' oldu kürdan gibi kaldın diyordu. Şaşırdık mı, hayır hiçbir şey beğenmeyen yengem tabii ki de bunu da beğenmiyordu. Bunu arkadaşlarım ve ailem de sormuştu. Hepsine aynı cevabı verdim ve dedim ki "beni bir kürdan olarak görüyor olabilirsiniz ama ben kendimi güçlü bir kız olarak görüyorum" dedim herkes şok oldu, benden bu cevabı asla beklemezlerdi. Yengem sadece beni değil, tanıdığı bütün çocukları yargılıyordu. Lafımın üstüne birde bunu ekledim "bence yargılamayı bırakıp biraz empati kurabilirsin" dedim. Artık yengemle olan tüm sorunlarım çözülmüş ve içim artık çok rahatlamıştı.
İnsanlar insanları yargılamayı çok sever. Ancak yargılamanın kötü bir şey olduğunu yargılanınca anlayacaktırlar.
=SON=
SİNİRLİ OLMAK GÜÇLÜ OLMAK DEĞİLDİR, SADECE HASTALIKTIR
İnsan beynini kontrol eden sinir sisteminin bozukluğunda bazı rahatsızlıklara neden olabilir. Sinir sisteminde geçici yıpranmalara ve psikolojik sorunlara yol açabilir.
Sinir sistemi hastalıkları ve nedenleri
Sinir sisteminde sonradan meydana gelebilecek ve doğuştan gelen problemler, çeşitli sinir sistemi rahatsızlıklarına yol açabilir. Felç vb hastalıklara yol açar.
Bu yüzden her zaman sinirli olmayın! Sevgi gösterin, sinirli olmak kendini öne çıkarmak degildir sinirli olmak sadece hastalık ve deliliktir. Güçlü olmak için sinirli olma, sinirli olmak için güçlü de olma. Sadece "Güçlü Ol"!!