MERHABA bugün sizlere kendi yazmış olduğum duygusal bir hikayeyi sergilemek istedim
TAVAN
Yine ne pozisyonum nede bakışım değişti .
Tavan aynı tavan lamba aynı lamba ,ama çok acıyordu boynum ,kafamı arkaya germekten, ama tavanda bir değişiklik vardı ya da ben lambanın arkasındaki köpüğün şeklinin sayısını yanlış saymıştım ki öyleydi 12 yerine 9 saymışım .
Tavan birden hareket etti ,meğersem annem beni mutfağa götürmüş.
Karnımın gurultusunu duyan annem hemen bir şeyler hazırladı ,ne var ki bende manzaraya karşı ,anneme, babama karşı bakarak yiyebilseydim de şu pürüzlü tavanı görmeseydim.
annem bana yemek yedirirken ağlardı , gözünün yaşından bir damla yanaklarımda süzüldü ,annem yanağımı silerken silme diyemedim .
dışarıdan sesler geliyordu , çocuk sesleri bende bir gün onlar gibi olacağım ,ağaçlara tırmanacağım karşımdakine bakıp ona gülümseyeceğim desem de hala tavan bana bakıyor ben tavana .
yine bir gün uyandığımda hiçbir değişiklik yoktu kolumu başımı kıpırdatamasa da gözümün yaşı durmuyordu , süzülüyordu yanaklarımdan sonra boynumdan geçip kuruyordu .
Dayanamazdı annem ağlamama o da dizime çöker ağlardı .
bir gün komşumuz ile kızı gelmiş ,kızı da eline oje sürüyordu "duyduğuma " göre
ben daha elimi ayağımı tanıyamazken .
Babam da annem de ellerinden geleni yaparlardı benim için
bazen ikisi de aç yatar aç kalkarlardı çünkü benim ilaçlarımın hepsi neredeyse bir aylık geçimimizdi .Ah bir ayağa kalksam ah! felç olmasaydım da çalışsaydım evin geçimini sağlasaydım .Annemin elini sıcak sudan soğuk suya değdirmez babamı da paşalar gibi yaşatırdım.
Ama bu söylediklerim herhalde rüyada gördüklerim.
bu sefer başka bir tavana götürüldüm "duyduğuma "göre salonun tavanıymış ,bu tavan benim tavandan çok farklıydı ,bu tavan daha pürüzsüz taşları inceydi .
Her günüm böyle geçiyordu TAVAN ,TAVAN, TAVAN, SONRA dışarıda oynayan çocuklara özenip hiçbir zaman onlar gibi olamayacağımın düşüncesi he bide TAVAN
ÖĞRENMEK
" Bilgi, büyük adamı alçak gönüllü yapar;
normal adamı şaşırtır;
küçük adamı ise kibirlendirir."
BRIGITTE
Öğrenmek Nedir?
Öğrenmek: sorup bilgi edinmek, yetenek ve beceri kazanmak olarak tarif ediliyor. Öğrenilen bilgiyi kullanım vakti geldiğinde, kafamızın içindeki bilgisayardan çıkartıp onu gereği gibi kullanmak, öğrenmeye anlam katıyor.
Bilgiyi hayatımıza uygulayabilme, çevresindekilere bilgisini aktarabilmek çok önemli.
Güçlü insan, bilgi edinen insandır çünkü insanın asıl güçü bilgileridir.
Niçin Öğreniyoruz?
Hayata gelmeden evvel anne karnında başlayan öğrenme sürecimizde, birçok şey bize istemeden öğretildi.Ve dünyaya geldikten sonra yaşamlarımızı devam ettirmek için öğrenmeye ihtiyaç duyduk.
Istediğimizi elde etmek için, istediğimiz yere gitmek için, istediğimizi almak için öğrendik.Yani kısacası öğrenmeden hiç birşey yapamayız.
Nasıl öğreniyoruz?
Ne için öğrendiğimizi bulduktan sonra nasıl öğrendiğimize ve nasıl öğreneceğimize sıra gelir. Öğrenirken yaşamamız onu sadece okuyup yazmamızdan daha önemli.
Yapılan bir araştırmada, " hafızada kalma oranı " en yüksek öğrenme şeklinin dramatik bir sunum yaparak öğrenme olduğu ortaya çıkmış. Öğrenmek amacıyla değil de, öğrendiğimiz konuyu biraz sonra dramatik bir sunuşla takdim etmek, başkalarıyla paylaşmak, başkalarına öğretmek için öğrendiğimizde bilgi daha kalıcı ve zevkli hale gelir.
Öğrenmenin keyfi
Öğrenmek için ilk önce kendimize neyi keyifli olduğunu, hafızada nasıl kalıcı kaldığını ve nasıl kolay olduğunu düşünmemiz gerekir. Ve tabi bu kişiden kişiye değişir.
Öğrendiklerimizi paylaşmak ve sunum yapmak daha kalıcı olur.
Notlarımızı renkli kalemlerle tutsak daha keyfli ve kalıcı olur.
Öğrendiğimizi kendi hayatımıza uygularsak hafızada kalır.
Gezerek öğrenme en çok tavsi edilen konu çünkü gezerek insan daha fazla bilgi edinir.
"Düşünmeden öğrenmek, faydasız; öğrenmeden düşünmek ise, tehlikelidir."
Konfüçyüs